NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
قُتَيْبَةُ
حَدَّثَنَا
إِسْمَعِيلُ
يَعْنِي
ابْنَ
جَعْفَرٍ
عَنْ دَاوُدَ
بْنِ بَكْرِ
بْنِ أَبِي
الْفُرَاتِ
عَنْ مُحَمَّدِ
بْنِ
الْمُنْكَدِرِ
عَنْ جَابِرِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَا أَسْكَرَ
كَثِيرُهُ
فَقَلِيلُهُ
حَرَامٌ
Câbir b. Abdillah
(r.a)'dan şöyle dediği rivayet olunmuştur: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Çoğu sarhoşluk
verenin azı da haramdır."
İzah:
Tirmizî, eşribe; Nesaî,
eşribe; îbn Mâce, eşribe; Darimî, eşribe; Ahmed b. Hanbel, II, 91, 167, 179, III,
343.
Bu hadis-i şerifi
açıklarken Bezlü'l-Mechûd yazan şöyle diyor: Eğer sarhoşluk veren şey şarap
ise, maddesi de pis olduğu ve haramlığına dair nass bulunduğu için onun azı da
çoğu gibi haramdır.
Fakat eğer sarhoşluk
veren şey, şarabın dışındaki uyuşturuculardan birisi ise onun azının da çoğu
gibi haram oluşuna sebep; onun az miktarda kullanılmasının ileride tiryakiliğe
yol açmasıdır. Yahutta vakit geçirmek için içilmiş olmasıdır."
Bu mevzuda Hidâye
yazarı Burhaneddin el-Merginanî de şöyle diyor:
"Eğer yaş üzüm
şırası üçte ikisi buharlaşarak uçup gidinceye kadar kaynatılırsa, geriye kalan
üçte biri hava ile teması neticesinde kendi kendine kabarmış olsa bile
helâldir. İmam Ebû Hanîfe ve İmam Ebû Yusuf'a göre böyledir. İmam Muhammed ile
İmam Mâlik ile İmam Şafiî'ye göre ise, kalan bu üçte bir kısım haramdır. Fakat
imamlar arasındaki bu ihtilâf, kaynatılmış olan bu şıranın bedene kuvvet
vermesi niyetiyle içilmesi üzerindedir. Hoş vakit geçirme niyetiyle içilmesi
halinde haram olduğunda ittifak vardır.
İmam Muhammed'in bu
şırayı içmenin helâl olduğunu söylediğine dair bir rivayet bulunduğu gibi,
mekruh gördüğüne ve bu mevzudaki farklı hadislere bakarak hüküm vermekten
kaçındığına dair de rivayetler vardır.”[Aynî, el-Binâye, IX, 540-541.]
Bedâyiu's-SanâyF yazarı
Kâsanî'nin açıklamasına göre, "Ebû Hanîfe ile Ebû Yusuf'un bu mevzudaki
delilleri; Tahavî'nin İbn Ömer'den rivayet ettiği Hz. Nebi'in nebiz içtiğine
dair hadisle, Hz. Ömer'in nebiz içtiğine ve nebizin helâl olduğuna dair Ammar
b. Yâsir'e mektup yazdığına dair hadisler ve Hz. Ali'nin misafirlerine nebiz
ikram ettiğine dair haberlerdir.
İbn Abbas ile Abdullah
b. Ömer'in de bu görüşte oldukları rivayet olunmuştur.
İşte ashab-ı kiramdan
bu gibi kimselerin nebizi helâl saydıkları sabit olduğu için İmam Ebû Hanîfe
de onu helâl saymıştır. Çünkü onun haram olduğunu iddia etmek sahabelerden onu
mubah sayanlartn fasık olduğunu söylemek anlamına gelir ki bu da bid'attir.
Bu nedenle İmam Ebû
Hanîfe, nebizi helâl görmeyi ehl-i sünnet ve'l cemaatten olmanın şartlarından
saymıştır. Nebizin haram olduğuna dair rivayet edilen haberlere gelince; bu
hadislerin hepsi de illetlidir. Sahih oldukları kabul edilse bile bedene kuvvet
vermesi için değil de eğlence gayesiyle içilen nebizler hakkında gelmiş
oldukları düşünülebilir."[el-Kâsânî, Bedâyiu's-Sanâyi, V, 116-117.]
İmam Ebû Hanîfe ile Ebû
Yusuf'a göre, mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifteki, "azı da
haramdır" sözünden maksat; şarabın dışındaki uyuşturucuların az bir kısmı
değil, sarhoşluk verecek kadar çokça içilen bu içkilerin son yudumudur. Ancak
Hattâbî bu te'vili reddetmiştir.